1 yıl öncesinden uçak biletlerini alarak merakla beklediğimiz, Portekiz e 22 Eylul 2025 günü, İzmir Adnan Menderes Havalimanından uçarak ulaştık. Avrupa nın üzerinde iken aşağıda bulutların altında, yıldırım, şimşek görüntüleri ile, görsel açıdan inanılmaz bir uçuş oldu.
Gitmeden önce kalacağımız şehirler, oteller, gideceğimiz yerler, çocukluk arkadaşım Cansen tarafından en ince noktasına kadar hazırlandı.
Humberto Delgado Havalimanı, bilinen adıyla Lizbon Havalimanı ve eski adı ile Portela Havalimanı, Portekiz'in başkenti Lizbon'da bulunan uluslararası bir havalimanı. Adını Portekizli General Humberto Delgado'dan almaktaymış. İnişe geçerken havalimanının sanki şehrin ortasında gibi gözüktüğünü ve gece ışıklar içinde çok güzel gözüktüğünü söylemek isterim
Hava muhalefeti yüzünden 30-40 dk gecikme, havalimanındaki aşırı kalabalık nedeni ile girişimiz de uzun sürünce, otel rezervasyonu yapınca, aldığımız indirimli transfer taksinin, alandan sıvışması ile, kısa bir şok yaşadık. Şehre inince internet hattı alacağız diye uber ya da bold, diğer uygulamaları da kullanamıyacağımız için, taksi sırasına girdik. 15 euro olarak transfer ücretini ödemiştik, üzerine bir bardak su içtik. Bindiğimiz taksi de bizi 28 euroya kalacağımız otele bıraktı.
Time Out'un hemen yakınında bulunan otelimiz, tren istasyonuna, metroya ve otobüs duraklarının hemen yakınında olması ile, çok isabetli bir seçimdi. Bu arada tren istasyonunun içinde ise, orada ihtiyacımız olan her şeye ulaşabileceğimiz markette olunca bonus oldu.
İlk gün, sabah erkenden kalkıp, önce Vodafone dan internet işini hallettik, sonra Turizm Danışma Merkezinden 3 günlük Lizbon Kart aldık. Sonra yakın olunca yürüyerek Ticaret meydanına gidip Lizbon gezimize başladık.
Tejo Nehri kıyısındaki bu büyük Ticaret Meydanı, çok büyük bir deprem sonrası, yeniden inşa edilerek, bugünkü simge konum hâline gelmiş. İlk gün giydiğim sarı renk elbisem, bu şehrin rengi olarak kullanılmış. Meydanın etrafındaki hükümet binalarıyla çevrili, bu büyük alanda, Kral I. Jose heykeli, bizim gibi gelenlere yukardan bakmakta.
Oradan yürüyerek Baixa bölgesinde bulunan Santa Justa Asansörünü görmeye gittik. Burası 1902 yılında hizmete girmiş. Kuruluş amacı, Baixa ile yukarıdaki Carmo bölgesi arasında, dikey bir bağlantı sağlamakmış. Biz gittiğimizde tadilat nedeni ile kapalıydı. Bu nedenle yürüyerek tepeye çıktık, buradan Lizbon merkezine ve Tejo Nehri’ne tepeden bakmak süperdi.
Arkasından Lizbon un tam merkezinde olan Carmo Rahibe Manastırına gittik. Buradaki en etkili tarihi yapılardan biri. 1755’teki depremde büyük ölçüde yıkılmış, restorasyon yapılmadan günümüze kadar gelmiş.
Gotik mimarinin etkileyici taş yapılarından biri olan manastırın, içinde bulunan arkeoloji müzesini de gezdik. Burada Portekiz tarihine ait çeşitli eserler sergilenmekte.
Manastır sonrasında Rossio Meydanına gittik. Tarihi 13. yüzyıla dayanan bu meydan da kraliyet kutlamalarından siyasi gösterilere kadar, biz deki Ankara, Tandoğan Meydanı ya da İstanbul daki, Taksim Meydanı gibi, önemli tarihi olaylara tanıklık etmekte imiş.
Meydandan otobüse binerek Alcaçova Kraliyet Sarayı ve Sao Jorge Kalesini gezdik. Sonraki durağımız Santa Engrácia Kilisesi oldu. Burası Portekiz’in ulusal panteonu olarak kullanılmakta ve ülkenin önemli tarihî figürlerinin anısına adanmış, bir anıt niteliği taşımakta imiş. İnşaatı 17. yüzyılda başlamış, bitmesi 284 yıl sürünce, bitmeyen kilise olarak anılmakta imiş:))
Barok mimarisi ile öne çıkan bu kilise, iç mekânı, geniş kubbesi ile bizi çok etkiledi. Sonrasında merdivenlerden tepeye tırmandık. Tejo Nehri’ne ve Alfama semtine bakan manzaranın fotoğraflarını çektim. Bu arada öğrendiğimize göre Panteon kısmında Portekiz tarihindeki önemli kişilerin mezarları bulunmakta imiş.
Biraz mola verip, sonra yine sokaklarda yürüyerek, Lizbon Katedraline geldik. Artık hava kararmaya başladığı için, tramvay ve sonrasında metroya binerek, otelimizin olduğu yere ulaştık. Otele girmeden Time Out a girip, içeriden görüntü aldım.
İzmir Havaalanından başlayarak, gelelim fotoğraf ve videolara, bu arada müzelere girerken çektiğim açıklamaların fotoğraflarını, Yandex çeviri ile halledip, o fotoğrafları da koydum. Bilgisayarda bakarsanız okuyabilirsiniz, hepsinde görüntü düzgün olmasa da, eğer ilgilenirseniz faydalı olabilir;
ben öz çekim yaparken arkadaki beyfendi de zıplayıp kendini kareye aldırdı:))
Yorumlar
Yorum Gönder