MISIR


Geçtiğimiz günlerde bir yazı okudum. Ve evet daha iyi anladım, içimde, hiç bitmeyen bir yerlere gitme tutkusunu. Yapılan araştırmalara göre seyahat geni varmış. Sanırım, ben bunu babamdan aldım. Sülalede zaten herkes, baba tarafına benzerliğim nedeni ile, beni babasının kızı diye severlerdi. Bu arada baba tarafım, Romanya Kırşova dan gelmiş. Bunu da düşününce, bir yerde sabit yaşamayı sevmediğimi de, kendi kendime itiraf edip, kredi borcum bitince, Karavan alıp yollara düşmek en büyük hayalim olunca !! Kesin Romanya dan gelen, çingene bir tarafım da olabilir. Annem Kırım Tatarı, babam da Romanya tatarı, bu kesin bilgi ama J)
Şu an arkama baktığımda, bazen işten eve döndüğümde, babamı göremeyince, anneme sorardım, nerede diye, o da, kızım telefon etti, İstanbul a gitmiş veya Antalya ya arkadaşının yanına gitmiş derdi. Biz artık yaşlandı diye, onun için endişelenip, bir yerlere gitmesini istemediğimiz için, babam bizden habersiz kaçardı.
Çocukluğumda hatırlıyorum, bizi köyden gelen bir akrabamıza bırakıp, annemle birlikte köşe bucak Türkiye yi gezerlerdi. Kıbrıs harekatından sonra, ilk defa yavru vatana gidenler arasında, annemle babam da vardı.
 İşte ben de böyle nereye gittiğimi, yalan söyleyerek, ailemi yanlış bilgilendirip bir kaç kere kaçtım. Neden habersiz derseniz, gittiğim yerler pek tekin olmayınca, beni merak etmesinler diye. Mesela bir bayram tatilinde, Antalya’ya gidiyorum deyip, bir zamanlar Mısır turuna gitmiştim.
Kardeşlerime bile söylememiş, sadece çocukluk arkadaşıma söyleyip, aileme Antalya ya gidiyorum dedim, eğer bana bir şey olursa, Mısır da olduğumu, sadece sen biliyorsun demiştim. Zira kısa bir süre önce Mısır da, turistlere yönelik bir terör eylemi olduğu için, izin vermedikleri halde, yine de gitsem, ben dönene kadar  merak edecekleri için, onlardan habersiz hazırlıklarımı yaptım ve tura katıldım.
 Gençliğimde okuduğum Mısır ve firavunlarla ilgili her kitaptan sonra, en çok görmeyi istediğim yerlerin başında Mısır vardı. Turla İtalyanların tercih ettiği 5 yıldızlı bir tatil köyüne gitmiştim. Ve firmanın yaptığı ekstra turlara katılarak Kahire ve meşhur Giza piramitleri ile birlikte Sfenksi görmek istiyordum.
Otel de iken her şey yolunda idi. Ben gitmeden önce, giden arkadaşlarımın bana söylediği, sakın açık su içme, dışarda bilmediğin yerlerde, yemekleri çok yağlı sakın yemek yeme idi. O konularda dikkat edince, başıma bir şey gelmedi. Ama ben Kahire ye gittiğimde tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Böyle pis bir yer olamaz dedim. Gözümde canladırdığım Mısır a hayat veren Nil nehrinin yüzeyi, pislikten gözükmüyordu. En meşhur Kahire çarşısının yolları, aynı şekilde pisti ve satıcılar aşırı ısrarlı, bize resmen yapışıp, ellerindekini satmaya çalışıyorlardı.
Giza piramitlerine gittiğimizde, bu kadar şehrin içinde olması, ayrıca büyük bir merakla, sıraya girip gezilmesine müsaade edilen tek piramitin, içine girdiğimde, sadece uzun bir koridordan eğilerek geçip, ayakta durabileceğimiz tek ve bomboş bir odayı gördükten sonra, dışarı çıkmıştık. Daha sonra dolaşırken, piramitlere tırmanan insanları görüp, ben de yukarı çıktığımda güvenliğin gelip, tırmananları aşağı indirmesi, her şeyin nasıl plansız ve gelişigüzel yapıldığını görüp, bundan sonra çıkacağım gezilerde, bana nerelere gitmem gerektiği konusunda ders oldu.
Hiç mi bir şey beğenmedin dediğinizde ise Sharm el Sheikh’in su altının bir cennet olduğunu, hem otelin önünden, hem de Türkiye de tanışıp, orada tekne turlarına katıldığım Aqua Clup ile gittiğim, Kızıldenizin birçok noktasında, dalmadan sadece maske ve snorkel ile gördüklerimin bir rüya olduğunu düşündüğümü söyleyebilirim.
Sharm da deniz kıyısı boyunca,  büyük otel zincirlerinin, otellerini ve dünyanın her yerinden gelmiş, dalış meraklılarının, dalgıçların Kabe si dedikleri bu yerde gördüğümde, Kızıldenizin bu kadar temiz ve bizim denizlerimizin, ne kadar pis, su altının renksiz olduğunu gördüğümde, Kızıldenizi ve su altını böyle güzel korudukları için Mısır devletini tebrik etmek istedim.
Ama bu arada ayrıca sizlerle paylaşmak istediğim, tekne ile gittiğim dalış turunda, gruptan yine Türk bir baba-oğul ve ben, dalacak ekiple birlikte denize girdik, onlar uzaklaştı, görüş alanımızdan çıktı, biz maske-snorkel ile kafamızı kaldırmadan mercanların orada yüzdük. Her şey o kadar güzeldi ki, zaman nasıl geçti anlamadık. Sonra baba ile konuştuğumuzda, yorulduk artık dönelim derken, bir baktık bizim tekne yok. Kıyıya mercanların arasından yüzelim karaya cıkalım dedik, ama kıyıda yılanlar ve çölde yaşayan vahşi hayvanlar var. Burada bekleyelim, yokluğumuzu farkeder geri dönerler derken, bir baktık başka bir İngiliz teknesi bizi gördü yanaştı ve baba-oğul ve beni tekneye aldı. Fakat 29 Ekim tatili için gitmiştim, çıktık sudan tabi havlu yok donuyoruz. Bizim teknenin adını söyledik. Telsiz ile anons yaptılar ve bizim tekne geri döndü, hop tekrar suya atladık bizim tekneye geçtik. Yani ailemden gizleyip gittiğim bu geziden cenazem dönebilirdi memlekete, hayatımdaki en heyecanlı anılarımdan biri bu gezi olmuştur.
Umarım bu bölge her zaman aynı güzelliğini muhafaza eder ve benim gibi deniz  tutkunları için, cennet gibi gördüğüm su altına sahip denizde, tekrar yüzmek kısmet olur. Bütün deniz tutkunlarının görmesini canı gönülden isterim. Ayrıca Kahire Müzesini de çok beğendim. Tamamını gezmek bir kaç gün sürebilir ama, nokta atış görmek istediklerimi gördüm, piramitlerden toplanan her şey müzede. Dünya genelinde kesinlikle görülmesi gereken müzelerin başında geliyor Kahire Müzesi.
Ayrıca bugüne kadar isteyip, henüz gerçekleştiremediğim bir hayalim de Paris ten trene binip, Manş denizinin aİtından trenle geçerek, Londra ya gitmek. Mısır da da yaptığımız otobüs ile yolculukta, kısa bir noktada Kızıldenizin altından geçtik. Bu da benim için özeldi. İşte Mısır dan fotoğraflar;

 Kahire Camisi






Bir keresinde Kıbrıstaki gazinoda aletlerle kumar oynamıştım
bu seferde Mısırda oynadım

 Otobüsle gidiyoruz Kahire sokakları








Kahire müzesine geldik çok kalabalık










 Giza Piramitlerine geldik, otobüs buraya park etti















 Keops, Kefren ve Mikerinos Piramitleri











 Otelin sahilinde yüzerken sürü halinde Aslan balıkları

 Tekne turu ile Ras Muhammed

 Tiran batığı

 Otelimizin sahili



Otel odası

 Gece Kahire sokakları


 Ben hiç sigara içmedim ama Sharm da kafelerde mis gibi nargile
kokularını duyunca hayatımda ilk nargilemi Sharm da içtim:))




 Otelin ana girişi

 Otelde sahilde 
  son gün denizde üşütüp hastalanan, antibiyotikle ayakta duran ben



Kazasız belasız tatili yapıp Kahire havalimanında uçağı beklerken ben






Yorumlar

Popüler Yayınlar