AHMET GÜNEŞTEKİN SERGİSİ FESHANE İSTANBUL

 

2025 yılına İstanbul da kız kardeşim ve ailesi ile birlikte girdim. Aralık sonu gazetelerde eserlerini çok beğendiğim Ahmet Güneştekin in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde Feshane de, Kayıp Alfabe başlığı altında bir sergi hazırlandığını, 17 Ocakta açılacağını ve Temmuz ayında sona ereceğini öğrenmiştim. Sergiyi çok görmek istiyordum  fakat Hollanda'dan kız arkadaşım, 17 Ocak tarihinde  Ankara'ya gelecekti ve ben bu nedenle açılıştan bir kaç gün önce Ankara'ya döndüm. 

Nisan ayında kız kardeşimin yaş günü için, yine İstanbul a geldiğimde, Çekmeköy den Üsküdar'a metro ile inip, oradan hareket eden  Haliç hattı vapuruna binerek, Eyüp durağında inerek hemen yakınındaki Feshane ye yürüyerek sergiyi gezdim.

Ben sanattan anlarım iddiasında değilim, eleştirmek yorumlamak bana düşmez ama sergideki eserlere bayıldım. Önce renkler aldı beni, arkasından eserlere yaklaştığımda renklerin dışında, içinde desenleri, onların içinde saklanan şekilleri gördüm, boyama tekniği farklı geldi, elimle dokundum bir kaç tabloya.

Galataport ta sergilenen İstanbul adlı eserini görmek için de, özellikle gidip görüntü almıştım. Aynı teknikle çalışılmış eserler de vardı. Sonrasında 6 yıl seramik yaptım. Sanatçının çalıştığı seramik eserlere ve sırlama tekniklerine de bayıldım. Farklı teknik ve materyallerle ortaya çıkarttığı eserleri tek tek görüntüledim. 

Çok büyük bir alanı kaplayan sergiye, bittikten sonra,  tekrar bir daha dolaşıp yine baktım, Bazı eserlerle ilgili duvarda farklı kişilerin yazdığı eleştirileri ve sanatçının eserleri oluştururken neler düşündüğünü anlatan bazı yazıları da, orada çok fazla diğer insanların görmesine engel olmamak için, fotoğraflarını çektim. Döndüğümde bilgisayarda okudum.

Şimdi burada bloğumda paylaşırken de tekrar aynı duyguları yaşadım. Eğer gidip görme fırsatınız olmadı ise, burada görebilirsiniz. Eğer bilgisayarda bakma imkanınız olursa kendinizi sergide geziyormuş gibi hissedebilirsiniz. Gelelim fotoğraf ve kısa videolara;

Bu arada aklıma geldi, videolara bakarken duyacağınız kedi sesi eser ile ilişkili, müzeye gelen herkes görevlilere bir yerde kedi mi sıkıştı, kurtarmak lazım diye ikaz ediyorlarmış:))