Ankara'dan sıcak bir Haziran ayı cumartesi günü, İnka Turizm ile birlikte, 18 kişi Odayeri Yaylası ve Torkul göleti trekking etkinliği için yola çıktık.
Ankara- İstanbul yolu üzerinde, Bolu tünelini geçtikten sonra, birinci değil, ikinci Düzce Otogar çıkışından yola devam ettik. Bir müddet sonra asfalt yol bitti, stabilize dar bir yoldan, sağımız solumuz orman, harika bir manzara eşliğinde yukarı doğru, virajlı zorlu bir yol üzerinden midibüsün manevra yapacağı bir alanda inip yürüyüşe başladık
Manzara inanılmazdı orta zorlukta bir yürüyüşten sonra Torkul göletine ulaştık. Uğur Köyü sınırları içinde bulunan Gölet, il merkezine 34 kilometre mesafede bulunmakta. Bu Gölet, 1.251 metre yükseklikte bulunan, Torkul Yaylası içerisinde, volkanik çöküntüden oluşmuş, 5 bin metrekare alana sahip, tabii bir göletmiş. Alanın tamamı 78 bin 801 metrekare imiş.
Yürüyüşteki bazı arkadaşlar sanki Amazon ormanında yürüyoruz gibi geldi dedi. Gerçekten birbirine geçmiş dağlar, aşağı inmiş bulutlar, yüksek ağaçlar benim için cennet gibiydi.
Yol boyunca ve Gölet çevresinde kayın, köknar, gürgen, kestane, akçaağaç, karaçam gibi ağaçlar bulunmakta. Hiç görmediğim çiçekli bitkiler vardı. Yol boyunca böğürtlenler vardı ama henüz olmamış yiyemedik. Fakat minicik nohuttan küçük yabani çilekler vardı. Hepimiz onlardan yedik nefisti.
Fakat gölete ulaştığımızda, orada bırakılan çöpleri görünce inanamadık. Nasıl bırakılır o çöpler orada. Gruptan Mustafa isminde genç bir arkadaşımız, daha yürüyüşe başladığımız noktadan itibaren, yanında getirdiği torba ile yürüyüş boyunca gördüğü pet şişe, bira ve diğer çöpleri toplayarak gölete gelmişti. Fakat orada büyük yığınlar halinde olunca onları yanına alamadı.
Türkiye'nin her yerinde aynı çöp problemi, bu nasıl değişecek, dünya bizim evimiz. Sadece yaşadığımız 4 duvarı değil, sokaklarımızı, bu tabiat harikası ormanlarımızı ve göletlerimizi de temiz tutmak zorundayız. Bütün trekkingciler, sadece ayak izinizi bırakın der, hangi gruba giren insanlar bu çöpleri bırakıyor, bunu çözüp değiştirmemiz lazım:((
Gölün etrafında tur atarak, tepede birkaç evin olduğu yaylaya çıktık, evlerin bir kaç tanesi camlar kırılmış, kapılar açık, hala sağlam betonarme evlerdi. O evlerin arkasına dolanınca, bungalow ev ve 1 kişi gördüm sadece, Orada biraz dinlendikten sonra Ankara'ya dönüş yoluna geçtik.
İşte fotoğraf ve kısa videolar;
yürüyüş için ideal, yüksek ağaçlar, güneş rahatsız etmiyor
yabani gül ve çiğ damlaları
artçımız arkada
yeni tomurcuklar
arkada kalan gruptan saklanıyoruz yukarı çıkıp
bulutlar aşağıda
Yürüyüş liderimiz Veysi Bey önde sarı tşört ile
devasa yapraklar
ağaç gövdesinde oluşmuş mantarlar
en sağlıklı beyaz et salyangoz
ilk defa gördüm bu sarı çiçeği
öndeki 2 arkadaş çekerken benim kadraja telefonları girdi
çeşme yanında yemek molası
göletin ordaki çöpler aşağıda yine her tarafta:((
gölün sağına doğru yürüyorum
burada yürüyüş sonlandı etrafta kimseler yok terk edilmiş
Yorumlar
Yorum Gönder