GAZİANTEP

Sizleri bilmem ama, Gaziantep denilince, benim aklıma önce yemek, sonra Zeugma müzesi, arkasından Antep fıstığı ve baklava gelir. Tarih öncesi çağlardan beri, yerleşim merkezi olan Gaziantep, İpek yolu üzerindeki, hanları, hamamları ile türkülere konu olmuş ve 1. nci dünya savaşında gösterdiği kahramanlıklarla, Gazi ünvanını almıştır. Güneydoğu Anadolu'nun en büyük şehirlerinin başında gelir.

Ankara'dan akşam 22:00 de bindiğimiz AYDER Turizm otobüsü, ara duraklardan da aldığı yolcularla birlikte, hareket etmiş ve sabah Gaziantep iline ulaşmıştır. Otele gitmeden, direk olarak Zeugma müzesine gidilmiş ve burada Rehberimiz Ercan beyin anlatımları ile, gördüğümüz eserler, gözümüzde daha da bir anlam kazanmıştır. Böyle Kültür turlarında, rehberin bilgili ve konuya hakim olması, inanın yeme, içme, konaklama her şeyin önünde gelmekte. Sorduğunuz her sorunun cevabını, alabilmeniz, en büyük lüks olmakta bence.

Şimdi burada, sizleri oturduğunuz yerden, önce müzede dolaştırıcam, sonra hep birlikte, Gaziantep'in tarihi sokak ve çarşılarında dolaşmaya çıkarıcam. Buyrun kulaklıklarımızı taktıktan sonra, müzemizi gezmeye başlıyoruz;

2006 yılında gördüğüm müze, artık küçük kaldığı için
bütün eserler ile birlikte bu yeni büyük binaya taşınmış

Gaziantep Kalesinin içinde, İstiklal savaşında, şehrin

savunulması sırasında gerçekleşen kahramanlıkları anlatan,

resim ve heykeller bulunmakta

gezideki arkadaşlar, yemeni bakıp alıcam deyince, ben bildiğimiz

başörtüsü zannetmiştim, meğerse bu ayakkabılara Yemeni denmekte

imiş, ilk defa duydum ve çok beğendim. Belki benim gibi

bilmeyenler var ise, belirtmek istedim:))

 Öğle yemeğimizi tabiki İmam Çağdaş'ta yedik

 menümüz fındık lahmacun, ali nazik ve burada fotoğraflamaya

fırsatım olmayan küşleme idi. lahmacun bizim damak tadımıza göre değildi,

ama diğer hepsi tek kelime ile nefisti.

 Yemeğin üstüne Metanet'te katmer yedik, ancak yanına çay istediğimizde

çok kalabalık çayımız yok, demlenmedi diyen, garsonu konuşmak için
kasadaki görevli kişinin, yanına gittiğimizde, aynı şekilde 

bana çay yok derken, çayını yudumlaması ile, küçük bir şok yaşadık,
adam, bizi gözleri ve sözleri ile dövdü, sanki beleş çay mı istedik, nerede ise,
kavga çıkacaktı, oradan kaçtık, böyle bir yerde, böyle bir bahane kabul edilemez.

Resim yazısı ekle

 Şu an elimde okuduğum kitap, Buket Uzuner'in Su, Toprak, Hava üçlemesinin

Toprak ve orada Kutadgu Bilig önemli bir yer kaplıyor, bu nedenle bunların hepsini

okumak için çektim, kitabın içine girdiğinizde, çıkmak istemeyeceksiniz, özellikle

okumanızı tavsiye ederim, geçmişten günümüze, kadının gücü ve önemini görmek,
bugün, nerede olduğumuzu, karşılaştırma yapabileceğiniz, okunası bir kitap. 

Sonunda otelimize geldik, akşam yemeklerimizi yedik

 Yemekten sonra, otel çevresinde, kısa bir tur atıp, otele döndük, bir baktık

kına gecesi var, uykusuz ve yorgunuz demeden, kına gecesine gittik,

sağolsunlar, bizi de salona buyur etti, düğün sahipleri

ablam ve arkadaşları ile haydi eller havaya :))

 İlk sabah kahvaltımızda, nerede ise, bütün grup bir arada,
sabah 07:00 kahvaltı, 

 Kahvaltıdan sonra, saat 08:00 da hareket, yine yollardayız, sanki daha bir yeşillenmiş 

bu bereketli, her bir karışında  tarihi, geçmiş medeniyetleri, bağrında barındıran topraklar,
kısaca MEZAPOTAMYA uygarlıkların beşiği