YUNANİSTAN


Bu blog’u hayata geçirmemdeki en büyük etken, ben seyahat için yollara düştüğümde, ne internet ne de cep telefonu vardı. Ve ben sadece okuduğum, ya da televizyonda gördüklerimi dikkate alarak, yola düşüyordum.  Yakın çevremde yurt dışı seyahatlere gidip, örnek olacak, yol gösterecek bir kişi de yoktu. İş hayatımda da, etrafım daki insanlar, genelde 5 yıldızlı,  herşey dahil otellere gidip, Türkiye de tatil yapıyorlardı, ama benim gözüm hep dışarda idi. Benim gibi gözü yurt dışında olanlar için, gezip gördüğüm yerleri ve kendi izlenimlerimi burada paylaşmak istedim.

Yine aileme yalan söyleyerek gittiğim gezilerden biri de Yunanistan gezisi idi. Bunu neden yalan söyledin derseniz de, 1.nci Dünya savaşı, Yunanistan’ın topraklarımızı işgal etmesi ve sonra İzmir den denize dökülmesi, bu çok eski geçmiş tarih bile olsa, 1974 yılındaki Kıbrıs savaşı, daha yakın bir zaman dilimi olunca, eski kuşaklar da, Yunanistan düşman ülke, düşüncesi yaygındı. Ben Yunanistan a gidiyorum desem, başka yer mi bulamadın diye, bana söyleneceklerini düşünmüş, bu sefer de İzmir e çocukluk arkadaşımın yanına gidiyorum demiştim J)

Ve Mısır gezim piramitler ve Kahire nin pisliği yüzünden, biraz hayal kırıklığına sebep olmuş olsa da. Yunanistan gezim beklentilerimin çok üstünde, bir gezi olarak hafızama yer etti. Yine resmi tatil olan  29 Ekim tatilinde, sadece 99 Euro ya gittim. Üstelik 3 gece 4 gün, uçak, otel+kahvaltı bu fiyata dahil.

Yine yoğun bir hava trafiği yaşanan Atatürk Havalimanında, tur firması ile buluşup Atina’ya uçmuştum. Otelimiz metro istasyonuna 1-2 sokak ötesinde 3 yıldızlı bir oteldi. Şu an bu geziye benim gibi katılan bir kaç kişinin şikayetlerini düşününce, gülümseyip şaşkınlıkla hatırlıyorum. Havaalanında ki kalabalıktan, oteli ve bu ne biçim kahvaltı diye beğenmediklerini ve Türkiye den bizim turun başında, bizimle hareket eden genç bir rehberi, nasıl bunalttıklarını hatırlıyorum. Atina ya ulaştığımızda, bizi Yunanistan da gezdirecek olan, Türkiye de doğup büyüyüp, Kıbrıs savaşı zamanında, İstanbul dan ayrılmak zorunda kalan ve özlemle İstanbul u anlatan bir rehber de, bize eşlik etti. Ve bu şikayet eden insanlar, sadece 99 euro ya ne bekliyorlardı, hiç bir zaman anlamadım.

İlk gün Atina nın görülmesi gereken yerlerini gezmiştik. En çok merak ettiğim Akropolis ti. Ve Atina sokaklarında iklim, insanlar trafikteki araçlar, sanki Türkiye de dolaşıyorum hissi veriyordu. Ertesi gün ekstra tur olan Corinth kanalına gitmiş ve bayılmıştım, Ege’den Adriyatike, Adriyatik ten de, Ege denizine geçen gemileri, kanalda görmek, benim için, tam bir bonus olmuştu. Meteora aşkına da orada gördüğüm bir kartpostaldan sonra düşmüş ve o rüyamı da gerçekleştirmiştim. Bunu da burada paylaşmıştım.

Ertesi gün de ekstra tur ile Pire limanına gidip, oradan büyük bir gemi ile, dünyanın her yerinden gelmiş turistlerle birlikte Yunan adaları turuna gitmiştim. Gemide yapılan anonslardan biri de Çince idi. İngilizce ve Fransızca ile birlikte. Gemideki eğlence, yemekler, adalar hepsi süperdi, adanın birinde ATV lerle ada da tur atmıştım. Son serbest günde de Atina da gezmiştim. Genç yaşlı herkes sokaklarda, cıvıl cıvıl bir şehirdi. Tabiki bu kriz öncesi idi. Ama oradaki rehberimiz ve tur rehberi ile birlikte, akşamları dışarda takılıp, Atina nın gece hayatını da yaşayınca, kesinlikle Türk ve Yunan halkları arasında bir düşmanlık olmadığını, sadece hükümetler düzeyinde karşılıklı atıştıklarını düşünüyorum.
Ve Ege kıyılarına gittiğimde de, ne zaman fırsat bulsam Yunan adalarına gidip geziyorum, bana sıcak ve samimi geliyor, Merak eden herkesin, gidip Yunanistanı görmelerini isterim. Kendilerini hem yabancı bir yerde hissetmeyecekler, hem de nispeten daha ucuza oraları gezip, yeyip, içecekler. İşte Yunanistan fotoğraflarım

Havaalanında bekleyiş



Uçaktan indikten sonra bizi bekleyen otobüslerle
ilk durak Akropolis

















Oradan otobüslerle şehirde tur attık uğradığımız
yerlerden biri de Sintagma Meydanı


Geziye katılanlardan bir kişi, uzaktan benden habersiz bu fotoğrafı
çekmiş, sonra bana söylediğinde mail adresimi istemiş ve Yunanistan dönüşü
bana mail ile atmıştı, en beğendiğim fotoğraflarımdan biridir


Atina gecelerinde Uzo içmeden olmaz
 Gemi ile Hydra, Spetses, Poros, Aegina, Angistri,  Tzia turu













Ada da kiraladığımız ATV lerle tur attık






















Adada rehberlerimizle birlikte kokteyl keyfi

 Geminin kıç tarafında şezlong keyfi


Adalar arasında giderken gemide herkes eğlenip
dans etmekte


Ve en çok görmek istediğim yer Korint Kanalı

 Yaklaşık 6,3 km uzunluğunda ve Ege denizini Adriyatik Denizine bağlıyor


Bu kanal sayesinde yaklaşık 400 km tasarruf sağlanıyormuş





Yukarıdan gözlemledikten sonra aşağı iniyoruz, kanalın her iki
tarafında restoranlar

Uzo içmeden olmaz:))
Akropolisi gezerken gördüğümüz Kolonaki Lykavitos tepesine geldik
buraya aşağıdan feniküler sistemle çıkılıyor


Atinayı tepeden seyredebilirsiniz


Atina da sokaklarda gezmeye devam
Akropolisin eteklerinde bir parktayız


Yukarda Akropolis





Yorumlar

Popüler Yayınlar